Hitler'e Suikast

Haziran 1944'te Müttefikler tarafýndan yapýlan Normandiya çýkartmasý, Almanya'da umutsuzluðu iyice artýrmýþtý. Fakat Hitler, sonuna kadar direnme niyetini belirtiyor, çok yakýn bir zamanda iþitilmedik silahlarýn kullanýlacaðýný bildiriyordu. Ona göre bu korkunç silahlar, savaþý derhal Almanya lehine sonuçlandýracaktý. Hitler'in sözünü ettiði "iþitilmedik silah" Amerikan ve Ýngiliz bilginlerinin de üzerinde çalýþmakta olduklarý atom bombasýydý. Alman bilginleri, atom bombasýný gerçekleþtirme yansýsýnda geri kalýp, bu korkunç silahý zamanýnda yetiþtiremezlerse, Hitler, Berchtesgaden dolaylarýndaki sýðýnaða çekilerek, kendisiyle birlikte Almanya'yý da uçuruma sürükleyecek delice planlar tasarlýyordu.

Almanya'da, daha savaþýn baþýndan beri, Hitler'i ortadan kaldýrýp ülkelerini felâketten kurtarmaya çalýþan saðduyu sahibi kiþiler de vardý. Bunlar, Hitler'i öldürerek Müttetiklerle barýþ yapmayý düþünüyorlardý. Bu amaçla da 1941 yýlýndan beri birkaç suikast giriþiminde bulunmuþlar fakat hiç birinde baþarý kazanamamýþlardý.

Amiral Canaris ve Kont Helmuth von Moltke tarafýndan yönetilen ve aralarýnda Schacht, Belçika Valisi Von Falkenhausen, Mareþal Rommel, Von Beck, Fransa Valisi Karl Heinrich von Stulpnagel, Von Hassel gibi general ve devlet adamlarý bulunan bir grup, Hitler'i devirdikten sonra yerine Feldmareþal Vitzleben’i geçirmeyi kararlaþtýrmýþtý. Ne var ki, Gestapo bu komployu haber almýþ ve Kont Moltke 1944 Ocak ayýnda tutuklanmýþtý. Onun tutuklanmasý, ötekilerinin çalýþmalarýný durdurmamýþ ve 1944 Temmuzunda Hitler'e son ve en önemli suikastý yapmýþlardý.

Hitler, daha öncekilerden olduðu gibi, bundan da kurtuldu ve suikastý düzenleyenlerin tümünü ortadan kaldýrdý. 20 Temmuz 1944'te yapýlan bu suikaste geçmeden önce, baþarýsýzlýkla sonuçlanan öbür suikastlardan da söz etmek gerekir.

4 Aðustos 1941'de Merkez Grubu Ordusu, Borisov'daydý. Bu ordu Feldmareþal Von Bock'un komutasý altýndaydý. Ordu karargâhý, Hitler'i tutuklayýp mahkeme önüne çýkarmaya kararlý subaylarla doluydu. Bunlarýn baþýnda Orgeneral Von Treckow'la yardýmcýsý Teðmen Von Schlabrendorff'du. Von Bock, ancak giriþim baþarýya ulaþýrsa yardým vaadinde bulundu.

Hitler, Borisov'daki Merkez Grubu Ordusu karargâhýna geldiðinde, suikastçýlar þaþkýnlýk ve korkudan hiç bir þey yapamadýlar. Kalabalýk bir koruyucu çemberi içindeki Hitler'in yanýna suikastçýlar yanaþamadýlar bile.

13 Mart 1943'te, Stalingrad'ta Alman ordularýnýn yenilgiye uðramalarýndan hemen sonra, Hitler'e ikinci bir suikast düzenlendi. Merkez Grubu Ordusu karargâhý o sýrada Smolensk'de bulunuyordu. Komutan deðiþmiþ, Von Bock'un yerine Feldmareþal Von Kluge getirilmiþti. Tresckow'la Schlabrendorff, ayný teklifi Von Kluge'ye yaptýlar ve ayný karþýlýðý aldýlar.

Von Kluge, suikast baþarýya ulaþýrsa yardýma hazýr olduðunu söyledi. Hitler'in pek yakýnda karargâhý ziyaret edeceði biliniyordu. Canaris ve öteki komplocu subaylar, Smolensk'e plastik bombalar ve sigorta tapalarý getirdiler. Hitler karargâha geldi ve ayrýlmasýna yakýn suikastçýlar hareket geçtiler. Tresckow ve Schlabrendorff iki konyak þiþesine bomba yerleþtirip Hitler'in maiyet subaylarýndan Albay Brandt'a vererek, Rastenburg’daki bir arkadaþlarýna götürmesini istediler. Brandt, þiþeleri yerine ulaþtýrmak üzere aldý. Bombalar, Hitler'in uçaðýnýn havalanýþýndan yarým saat sonra patlayacak þekilde ayarlanmýþtý. Suikastçýlar, Berlin ve Smolensk'de heyecanla sonucu beklerlerken, Hitler'in uçaðýnýn Rastenburg'a sað salim indiði haberini þaþkýnlýk içinde öðrendiler.

Bunun üzerine teðmen Schlabrendorff, büyük bir soðukkanlýlýkla Hitler'in karargâhýna giderek, her þeyden habersiz Brandt'dan, içine bomba yerleþtirilmiþ konyak þiþelerini alarak, yerine gerçek konyak þiþeleri verdi. Suikastçýlar, bombalarýn patlamayýþýný Hitler'in uçaðýnýn çok yüksekten uçmasýna ve bu nedenle tapa sigortasýnýn çalýþmamasýna yordular.

21 Mart 1943'te Hitler'e üçüncü suikast giriþiminde bulunuldu. Hitler'i öldürmeyi kafasýna koyan Orgeneral Von Tresckow, Führer'in Berlin'de, Unter den Linden'deki Þehitler Anýtý binasýnda yapýlan kahramanlarý anma törenine katýlmasýndan yararlanmak istedi. Bu sefer Albay Von Gresdorff, kaputunun ceplerine iki bomba yerleþtirerek binanýn içinde beklemeye baþladý. Hitler'in ziyaretinin yarým saat süreceði daha önceden bildirilmiþti. Fakat Hitler, binada ancak 8 dakika kaldý ve suikast giriþimi de suya düþtü.

Yine 1943 yýlýnýn kasým ayýnda, Hitler'e dördüncü suikast düzenlendi. Rusya'daki ordu için Hitler yeni kaput modelleri seçmiþti. Axel von dem Bussche adýndaki genç bir subay, kaputu giyip bir manken gibi Hitler'in karþýsýna çýkacaktý. Kaputun her cebinde birer bomba bulunacak ve bunlarý ateþleyerek, kendisiyle birlikte Hitler'i de havaya uçuracaktý. Fakat Hitler, model seçme iþini durmadan erteliyordu. Sonunda 30 Kasým günü, Hitler'in kaput modelini seçeceði bildirildi. Bir gün önceden, Bussche'ye kaput ve bombalar verildi. O gece kaput deposu, müttefiklerin bir hava akýný sonunda bombalanarak yandý. Böylece, Hitler’in kaput seçme iþiyle birlikte, suikast planý da suya düþtü.

Hitler'in muhalifleri, suikast giriþimlerindeki baþarýsýzlýklarýna raðmen, yollarýndan dönmüþ deðillerdi. Bu sefer de Albay von Stauffenberg'i sahneye çýkardýlar. Stauffenberg 1942 yýlýnda, Kuzey Afrika'da bir mayýn tarlasýna düþerek aðýr yaralanmýþtý. Patlama sonunda, sað koluyla sol elinin iki parmaðý kopmuþ, sol gözü de kör olmuþtu. Aylarca hastanede yaþama savaþý verip iyileþince, Hitler'in muhalifleri, bu morali bozuk ve Almanya'nýn geleceðinden umudunu kesmiþ von Stauffenberg'e çengel atmakta gecikmediler.

Stauffenberg'in ilk suikast denemesi 11 Temmuz 1944'te oldu. Albay, Hitler'le bir toplantýya katýlmak için Obersalzberg'e gitti. Çantasýnda patlamaya hazýr bir bomba vardý. Fakat, toplantý o gün yapýlmadýðýndan, suikast da gerçekleþmedi. 15 Temmuz 1944'te Hitler'in karargâhý Doðu Prusya'da Rastenburg'da Goering ve Himmler'in de katýlmasýyla bir toplantý yapýlýyordu. Stauffenberg de toplantýdaydý. Tam tapa sigortasýný çalýþtýracaðý sýrada, Hitler odadan dýþarý çaðrýldý ve bir daha da geri dönmedi. Führer bir kere daha rastlantý ve þans sonucu ölümden kurtulmuþ oluyordu.

20 Temmuzda yapýlan toplantýda. Kurmay Albay Stauffenberg de bir rapor okuyacaktý. Albay, Mussolini'nin ziyareti dolayýsýyla toplantýnýn saat 13 yerine 12,30'da yapýlacaðýný ve görüþmelerin yeraltý salonundan "Misafirler Pavyonu"na alýndýðýný öðrenince caný sýkýldý. Çünkü Misafirler Pavyonu uzun, tahta bir yapýydý. Bombanýn patlamasýna ince duvarlar ve çatý fazla bir direnme göstermeyeceðinden, etkisi de o ölçüde az olacaktý. Fakat artýk ilk adým atýlmýþtý ve geriye dönmek düþünülemezdi.

Albay Stauffenberg, pavyona girmeden önce kapýda kýsa bir süre duraklayarak eðildi, çantanýn içindeki bombanýn mekanizmasýný saðlam kalan üç parmaðýyla çalýþtýrdý. Salonda sayýlarý yirmiyi bulan yüksek rütbeli subay bulunuyordu. Ortadaki masada büyük bir kurmay haritasýnýn üzerine eðilmiþlerdi. Hitler, büyük bir dikkatle anlatýlanlarý dinliyordu. Feldmareþal Keitel, bir ara Stauffenberg'in kulaðýna eðilerek:

"Raporunuzu general Heusinger'den sonra okuyacaksýnýz.. Onun için Führer'in yakýnýnda bulunun." dedi. Stauffenberg elindeki çantayý, masanýn altýndaki aðýr tahta desteðini Hitler'in en yakýn tarafýna dayadý. Albay Stauffenberg, birkaç ay önce Ýhtiyat Ordularý Baþkomutaný General Fromm'un emir subaylýðýna atandýðýndan, bu çok gizli toplantýya katýlma olanaðýný bulmuþtu.

Hitler, ihtiyat tümenlerinin Rus saldýrýsýný önleyecek güçte olup olmadýklarýný öðrenmek istiyordu. Stauffenberg, raporunda Hitler'e bu konuda bilgi verecekti. Çantayý Hitler'in yanýna býraktýktan sonra, Berlin'le bir telefon konuþmasý yapmak için Keitel'den izin alarak dýþarý çýktý. O sýrada General Heusinger, Doðu Cephesi hakkýndaki raporunu bitirmek üzereydi.

Tam bu sýrada, bir yýl önce "konyak" þiþelerini taþýyan Albay Brandt, masanýn altýndaki çantayý gördü. Hitler'i rahatsýz edebilir düþüncesiyle çantayý durduðu yerden alýp desteðin öbür yanýna dayadý, içinde bomba bulunan çanta, þimdi Hitler'in oldukça uzaðýna gitmiþti.

General Heusinger, raporunun son satýrlarýný okurken, Feldmareþal Keitel yanýndaki General Buhle'ye dönerek:

"Stauffenberg nerede kaldý?" diye sordu. "Konuþma sýrasý ona geldi."

Albay Stauffenberg o sýrada, Misafirler Pavyonu'nun oldukça uzaðýnda. Teðmen von Haeften'le birlikte zýrhlý bir otomobilin içinde, bombanýn patlamasýný bekliyordu. Saat on ikiyi elli geçerken, Misafirler Pavyonundan korkunç bir patlama duyuldu. Pavyonun çatýsý çökmüþ, camlar paramparça olmuþtu. Barakanýn üzerinde siyah bir duman tabakasý yükseliyor, yaralýlarýn, ya da can çekiþenlerin iniltileri, acý baðýrýþlarý duyuluyordu. Albay Stauffenberg ve Teðmen von Haeften, olanlarý büyük bir soðukkanlýlýk içinde izliyorlardý. Bir yardým ekibinin pavyona koþtuðunu ve sedyeyle bir cesedi dýþarýya çýkardýklarýný gördüler. Stauffenberg, çýkarýlan cesedin Hitler'e ait olduðundan zerre kuþkusu yoktu. Çünkü çantayý Hitler’in ayaklarý dibine býrakmýþtý. Teðmen Haeften'e:

"Hitler'in cesedini çýkardýlar!.. Çabuk gidelim.." diye baðýrdý.

Stauffenberg olaydan yarým saat kadar sonra, bir uçakla Berlin'e gitti. Milli Savunma Bakanlýðýnda, General Olbricht'in odasýnda yirmiye yakýn subay toplanmýþ heyecan ve merak içinde sonucu bekliyordu. Saat 15,15'te Stauffenberg, Hitler'in ölüm haberini bekleyen subaylara telefon etti :

"Hava alanýndayýz. Bize bir araba gönderin.. Hitler öldü!.."

Oysa o sýrada Hitler, karargâhýn istasyonunda, Mussolini'yle Mareþal Graziani'yi getirecek treni bekliyordu. Ölmemiþti. Patlama sýrasýnda saçlarý kavrulmuþ, sað bacaðý yanmýþ, sað koluna da hafif bir felç gelmiþti. Albay Brandt'la Hitler'in saðýndaki iki general ve bir stenocu hemen ölmüþlerdi. Hitler, kendisini yerden kaldýrmaya çalýþan Keitel'e:

"Yeni pantolonum pek de güzeldi, bana bir üniforma getirsinler..)" demiþti. Patlamadan üç saat sonra iyice kendine gelmiþ, Mussolini'ye havaya uçurulan barakayý göstermiþti.

General Olbricht, Albay Stauffenberg'den aldýðý haberi Ýç Güvenlik Ordusu Kumandaný General Fromm'a bildirdi. Ancak General Fromm, Hitler'in ölüm haberini kuþkuyla karþýladý. Hitler'in karargâhýyla baðlantý kurmak ve Führer'in kesin olarak ölüp ölmediðini öðrenmek istedi. Az sonra Feldmareþal Keitel telefonda þunlarý söylüyordu :

"Yok efendim, saçma. Bir suikast oldu ama Führer kurtuldu. Þu anda Duçe'yle görüþüyor.."

General Olbricht, Keitel'in yalan söylediði inanandaydý. Az sonra Stauffenberg de Milli Savunma Bakanlýðýna geldi. Albay kesin konuþuyordu :

"Konferans salonu yerle bir oldu, uçuþan cesetler gördüm, oradan tek kiþinin canlý çýkmasý mümkün deðil.." Ona, Keitel'in telefonda söyledikleri tekrarlanýnca: "Onu bilmem, ama Hitler'in öldüðünü gördüm." dedi. Komplocular, Stauffenberg'in bu sözleri üzerine harekete geçtiler ve Almanya'nýn dört bir yanma, iþgal altýndaki ülkelere telgraf ve telefonlarla durumu bildirip taraftarlarýnýn daha önce hazýrlanan planý uygulamasýný istediler. General Fromm, Hitler'in öldüðüne inanmamýþtý. Stauffenberg’e :

"Sizin yapacaðýnýz, þimdi beyninize bir kurþun sýkmak. Çünkü suikast baþarýya ulaþmadý." dedi. General Olbricht'in de tutuklanmasý gerektiðini ileri sürüyordu. Fakat, Olfbricht'le Stauffenberg onu tutuklayarak, yandaki odaya hapsettiler. Komplocular beþ saat süreyle Berlin'i ellerinde tuttular. Akþama doðru, Hitler'in yaþadýðý kesin olarak anlaþýlýnca, ne yapacaklarýný bilemez duruma geldiler. Suikastçýlarýn Paris kolu, daha üstün bir baþarý gösterdi. Fransa Valisi Karl Heinrich von Stulpnagel, bütün S.S. ve S.D.’leri (Partisi Casusluk Örgütü) bir Fransýz hapishanesine doldurmakta güçlük çekmedi. Daha sonra ordu komutaný von Kluge'ye giderek Nazi Yüksek Komutanlýðýna karþý gelmesini ve barýþ için giriþimde bulunmasýný istedi. General von Kluge ona þunlarý söyledi "Domuz ölmüþ olsaydý, bunu yapardým..."

Öte yanda, Berlin'de de Naziler karþý harekete geçmiþlerdi. Plan gereðince Propaganda Bakanlýðýna gidip Goebbels'i tutuklamasý gereken Yarbay Remer, orada bir emir alýyordu: "Derhal Goebbels'in emrine giriniz. Führer' in emridir." Yarbayýn duraksadýðýný gören Goebbels, elinde tuttuðu telefon ahizesini Remer'e uzattý.

"Beni tanýdýnýz mý Yarbay Remer?"

"Evet Führer'im tanýdým."

"Yarbay Remer, þimdi emirlerimi iyi dinleyin. Þu andan itibaren Berlin'de duruma siz hâkim olacaksýnýz, tam yetkilisiniz. Generallere, mareþallere bile emir verebilirsiniz. Karþý duranlarý acýmadan temizleyiniz. Doðrudan doðruya Führer adýna hareket edeceksiniz."

Yarbay Remer, Goebbels'i tutuklamak için geldiði Propaganda Bakanlýðýndan, az sonra, kendi arkadaþlarýný yakalamak için harekete geçti. Goebbels'i tutuklamaya hazýrlanan birliðine þu emri verdi:

"Hazýr ol!.. Ýstikamet Savunma Bakanlýðý!. Ýleri..."


Akþam saat sekize doðru Yarbay Remer'in askerleri Savunma Bakanlýðýný ele geçirmiþlerdi. Çarpýþmada ilk vurulan Albay Stauffenberg oldu. Sýrtýna bir kurþun saplanmýþtý. Bu arada Fromm da hapsedildiði odadan çýkmýþ ve kumandayý yeniden ele almýþtý. Alelacele bir Harp Divaný kuruldu. Komplocularýn hemen hemen hepsi yakalanmýþtý. General von Beck, Fromm'a tabancasýnýn kendisinde býrakýlmasýný istedi. Fromm:

"Peki, iþinizi kendi elinizle bitirecekseniz buyrun, ama çabuk olun!." dedi. Fakat von Beck, beynine yönelttiði namluyla hedefini bulamadý ve hafif yaralý olarak bir koltuða yýðýldý. Harp Divaný, beþ dakika sonra kararýný General Fromm aðzýndan þöyle açýklýyordu :

"Führer adýna karar veren Divan, General Olbricht'i, Kurmay Albay Mertz von Quirnheim'i, Albay Stauffenberg'i ve Teðmen von Hasften'i idama mahkûm etmiþtir..."

Von Beck, eline verilen ikinci tabancayla da intihar edemeyince, bir baþkasýnýn yardýmýyla "iþi bitirildi." Ýdama mahkûm edilenler, hemen oracýkta, Savunma Bakanlýðýnýn avlusunda kurþuna dizildiler.

Komplocularýn Paris'teki lideri von Stulpnagel olaydan sonra intihar etmek istemiþ fakat yalnýzca gözleri kör olmuþtu. Geri kalan sanýklarla birlikte yargýlanarak 20 Aðustosta asýldý. Mahkemenin Baþkaný ayrý bir âlemdi. Suikastçýlara açýkça küfrediyor, polis tarafýndan kemeri alýnan ve sýk sýk pantolonunu çekiþtirmek zorunda kalan, komplocularýn Hitler'in yerine devlet þefi olarak düþündükleri Von Vitzleben'e :

"Seni ahlâksýz ihtiyar seni, neden durmadan pantolonunu karýþtýrýyorsun!" diye baðýrýyordu.

Von Stulpnagel, intihar teþebbüsünden sonra hastanede yatarken :

"Rommel!. Rommel!.." diye sayýklamýþtý.

Ýlk önce kimse, suikast olayýnda Rommel'in de parmaðý olacaðýna inanamamýþtý. Çünkü, suikasttan üç gün önce Mareþal Rommel, 17 Temmuzda Kuzey Fransa'da, otomobiline ateþ açan bir Ýngiliz uçaðý tarafýndan aðýr yaralanmýþtý. Gestapo soruþturmayý derinleþtirince, Mareþal Rommel'in de komplocularla birlik olduðunu ortaya çýkardý.

13 Ekim 1944 günü, iyileþmeye yüz tutan Rommel, Herrlingen'deki evinde dinlenirken Feldmareþal Keitel'den bir mektup aldý. Mektupta olaylar özetleniyor ve suçlamalar doðruysa, þerefli bir insanýn nasýl davranmasý gerektiðini Rommel'in bileceði ileri sürülüyordu.

Mektubu getiren subaylardan General Burgdorff, Mareþal Rommel'e :

"Sayýn Mareþalim, gelirken bir kutu zehir getirdim. Ampul halinde.. Bunlarý kullanmak isterseniz, Führer'in cenazenizin askerlik geçmiþinize yaraþýr ulusal bir tören olarak yapýlacaðýna dair mesajýný da size iletmekle görevliyim." dedi.

Rommel, karýsý ve çocuklarýyla vedalaþtýktan sonra, mareþal üniformasýný giymiþ olarak General Burgdorff ve General Maisel in yanma döndü. Daha sonra, içinde General Maisel'in de bulunduðu bir otomobil, Rommel'i yakýndaki bir koruluða götürdü. Burada General Maisel, yanýna þoförü de alarak Rommel'i otomobilde yalnýz býraktý. Geri döndüklerinde Mareþal Rommel can çekiþiyordu. Hastaneye götürülürken de yolda öldü.

Yapýlan resmi açýklamada, Rommel'in kalp durmasý sonucu öldüðü bildiriliyordu. Goering, Dönitz ve Jodl gibi Nazi ileri gelenleri bile, Rommel'in gerçek ölüm sebebim bilmiyorlardý.

Rommel için parlak bir cenaze töreni düzenlendi. Ulm alanýnda yapýlan törende Führer'in özel temsilcisi olarak konuþan Mareþal Rundstedt. Rommel'der, "Alman Kumandanlarýnýn en büyüklerinden biri olarak tarihe geçtiðini” söyledi.