Ekseriyetle son zamanlarda Osmanlý Ýmparatorluðu’ nun ve hükümdarlarýnýn kötü tanýtýlmasý için en çok deðinilen konu Harem olmuþtur. Konu hakkýnda yeterince ve doðru bilgisi olmayan lakin topluluklara hitap etme þanslarýný ellerinde tutan bir takým þahýslar harem mensuplarýnýn sadece padiþaha cariyelik yapmalarý için sarayda tutulduðunu gençlerimizin zihinlerine yerleþtirmektedirler. Oysa basit bir araþtýrma yapsalar harem hayatýnýn gerçek yapýsýný anlayacak, yeni yetiþen nesillerin yanlýþ ve boþlukta kalan bilgiler ýþýðýnda düþüncelerini þekillendirmelerini önleyeceklerdir.
Harem; Arapça yasak ve gizli anlamlarýna gelmektedir. Harem yalnýzca biz Orta Doðu Müslümanlarý tarafýndan kullanýlmýþ bir kurum deðildir yani evrenseldir. Çin, Hint, Bizans, eski Ýran ve hatta bazý Rönesans dönemi Ýtalyan krallýklarýnda dahi hükümdar ailesinin dýþa kapanýk bir bölümü vardýr.
Osmanlý haremine Hýrvat, Yunan, Rus, Ukraynalý, Gürcü hatta Ýtalyan ve Fransýz asýllýlar alýnýrdý. Müslümanlar veya Ermeni ve Yahudiler þehir halký olduklarý için hareme alýnmazlardý. Ýstisnai olarak alýnanlar olmuþtur. Saraya gelen cariyeler ya Kýrým Hanlýðý Atlýlarýnýn Kuzey steplerinden getirdiði esireler veya Akdeniz korsanlarýnýn ele geçirdiði güzellerdir. Bununla birlikte Ýmparatorluðun çeþitli yerlerindeki fakir fukaranýn kurtulsun diye saraya gönderdiði kýzlarda hareme alýnýrdý.
Hareme giren ecnebi güzellerin Türk kültür, gelenek ve göreneklerini bozacaklarýný düþünmemek gerekir. Zaten küçük yaþlarda saraya getirilen güzeller Türk ve Müslüman gibi yetiþtirilir, bu kültürlerin etkisinde büyürlerdir. Öyle ki hanedanýn büyükannesi Ukraynalý Roksalana, Hürrem oldu ve Türkçe þiirler yazacak kadar lisanýmýza hakim olduðunu kanýtladý. Hakikat þudur ki hanedan herkesten çok Türklük gayreti içindedir. Bunu sürgündeki hanedan üyelerinde dahi görmek mümkündür.
Elbette tüm ülke gibi haremde padiþaha aittir. Lakin haremde yetiþen kýzlarýn bir kýsmý Enderun da yetiþen genç devlet adamlarý ile evlendirilirdi. 16. asra kadar yerli veya yabancý hanedanlarla kýz alýp verilse de bu yüzyýldan sonra Osmanlý hanedaný da kendi hareminde yetiþtirilen kýzlarla evlenmiþlerdir. Yani haremde Enderun’da yetiþen gençler ile evlenmeleri için eðitim gören kýzlar bulunurdu.
Devlette kan aristokrasisi olmasa bile bu yöntem ile seçkin bir yönetici sýnýf oluþurdu. Bu kiþiler aklý yettiði, eli ayaðý tuttuðu müddetçe hükümdarýn yanýnda devlet yönetiminde görev yaparlardý.
“Haremin baþýnda hükümdar annesi ve böylece valide sultan olanlar bulunur: Hatice Turhan Sultan (IV: Mehmet’in annesi) ; devrinde halk tarafýndan, günümüzde tarihçilerce sevilen bir valide sultandýr. Kösem Sultan ise aksine meþum bir validedir ama öldürüldüðü gün, Ýstanbul’da bir sürü insan aç ve bir sürü gelin adayý fakir kýz, çeyizsiz kalmýþtýr.
“Hasekiler içinde Gülnuþ Sultan gibi uzun mutlu hayat sürenlerde vardý. IV: Mehmet’in yanýndan ayýrmadýðý sevgili hasekisiydi; II: Mustafa ve II: Ahmet’ in annesi olduðundan uzun süre valide sultan oldu. Halk onu severdi; Üsküdar’ daki Osmanlý barok’ u diyebileceðimiz hoþ camii o yaptýrdý, kabri de oradadýr ve isminden dolayý daima bu açýk türbesinde bir gül fidaný dikilir ama iki oðlu da kocasý da tahttan indirilmiþtir. Gülnuþ Sultan gibi hükümdar oðullarýnýn ve elerinin kötü talihini birlikte yaþayan haseki ve valide sultanlar vardýr. Oðlu ve kocasý ölen haseki ve valideler Eski Saray’a taþýnmak zorundaydý; bu hazin bir olaydý.”Haremden baþarýlý bir eðitimin ardýndan iyi bir evlilikle çýkanlar vardý. Bunlarýn yanýnda haremde kalan bir bölümde vardýr. Kimisi yüksek mevkilere çýkarken kimisi de temizlikçi olarak hayatýný sürdürmeye mecburdur.
Hareme gelen biri önce Türkçe, Kur’ an ve okuma yazma öðrenirdi. Bununla birlikte musiki, raks ve ince sanatlar gibi alanlarda da eðitim görürlerdi. Saray protokolünü ve adabýný öðrenirlerdi. Bu nedenledir ki haremden çýkan biri mahallesinde “saraylý haným” olarak tanýnýr, bilgi ve davranýþlarý ile saygý görürdü.Týpký diðer topluluklar gibi haremde de eþitsizlik vardý. Bu çok normaldir. Güzelliði ve zekasýyla dikkat çekenler padiþahýn gözdesi olur belki haseki belki de valide sultanlýða kadar yükselirlerdi.
Herkesin az ya da çok aðzýnda laf ettiði harem Osmanlý Ýmparatorluðu tarihinde en çok çarpýtýlan konularýn baþýnda geliyor. Haremden bahsedilirken buradaki zorlu mücadeleleri, yetenekli ve zeki kadýnlarýn meydana getirdikleri kültürel ortamý tanýyýp ondan sonra yorum yapmamýz çok daha doðru olacaktýr.“Harem özgür, bir eðlencelik alan deðildir. Her þeyden önce bir evdir. Hiç deðilse her ailenin evi kadar saygý gösterilmesi gerekir.”
Notlar ve Kaynaklar
Týrnak içerisinde italik (eðik) yazýlan sözler Ýlber Oltay’nýn Osmanlý Sarayýnda Hayat kitabýndan alýnmýþtýr.
Alýntý:
Bu yazý Özgür Göndiken tarafýndan yazýlmýþtýr. Tüm haklarý saklýdýr.
Þu an 1 kullanýcý var. (0 üye ve 1 konuk)