|
Köþe Yazýlarý Köþe Yazarlarýndan Yazýlar. Sizin Güncel konular ile Ýlgili Yorumlarýnýz |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
| #1 (permalink) |
Üyelik tarihi: 15-02-2008
Mesajlar: 355
LobiPuan: 410 Ettiði Teþekkür: 366
Aldýðý Teþekkür: 315
Rep Gücü: 1 Rep Puaný: 254 Rep Derecesi : | ![]() Tenkil, Harp, Muhârebe ve Savaþ Üzerine Birkaç Baþlýk Son günlerde, üzerindeki tartýþmalarýn hâlâ bitmediði - bitecek gibi de deðil aslýnda - Kuzey Irak harekâtý dolayýsýyla, “savaþ” kelimesi çok sýklýkla ve hemen dâimâ - ve ayný zamanda çok kere de maksatlý - olduðu gibi yanlýþ þekilde kullanýlýr oldu; savaþ ile ilgili terimlerin hemen çoðu yanlýþ isti’mâl ediliyor - diðerlerinde de olduðu gibi. Neresi yanlýþ derseniz, derim ki; ilkin, savaþ, meþrû kuvvetler arasýnda olur; aksi hâlde, týpký, “PKK’ya karþý savaþ” diye bir ifâde kullanýldýðýnda PKK’nýn meþrûlaþtýrýlmýþ olmasý gibi amacýna zarar veren bir netîce hâsýl eder, en azýndan, meselâ, yakalanan teröristlere harp esiri muâmelesi yapmak zarûretinin hâsýl olmasý gibi. Hâlbuki, PKK bir çetedir; kanlý bir vahþet çetesi; çeteler ile savaþýlmaz, bu, onlar için, hakketmedikleri bir taltîf olur; o gibiler ancak tenkîl edilir. Bir yanlýþ da þu: Her “savaþ”, “savaþ” deðildir: Harp (War, Guerre) baþka, Muhârebe (Battle, Bataille) baþka; her ikisine de savaþ denince çokþey birbirine karýþýr: “Ýstiklâl Harbi” nin “Kurtuluþ Savaþý” na dönüþtürülmesindeki cehâlette olduðu gibi. Savaþ nedir ve nasýl bir þeydir? Hobbes’a göre, savaþ, beþeriyetin tabiî hâlidir; Tabiî Devlet, ayný zamanda bir harp devletidir. Ayrýca, devletin olmadýðý yerde herkes herkesle savaþ hâlindedir ve bundan dolayýdýr ki, en kötü devlet bile devletsizlikten evlâdýr. Kant’a göre, insanlar arasýndaki Tabiî Hâl (status naturalis) bir barýþ hâli deðil, her ân patlamasa bile her ân patlayacakmýþ gibi duran bir savaþ hâlidir; vazýyet bu kadar ciddî yâni. Zîra, insanoðlunun harbetmek için, husûsî bir sâike ihtiyâcý yoktur, onun kökleri insan rûhunun derinliklerine gömülüdür. Clausewitz’e göre, Savaþ, düþmana irâdemizi zorla kabûle ettirmek demek olup, hâl-i harpte güç kullanýmýnýn bir sýnýrý yoktur ve yine, savaþ, siyâsetten baðýmsýz, kendisi olarak bir anlam ifâde etmez; siyâsî bir eylemdir, siyâsetin baþka vâsýtalarla sürdürülmesidir; Freud’e göre, savaþýn sâiki, insanoðlunun, cibillî ve genetik olarak, birikmiþ erilimlerini boþaltmak, liderliklerini isbat etmek, kendisinden önceki nesillerin yerini almak, kendilerine dayatýlan yasaklardan kurtulmak veya sýkýntýlarýný def etmek gibi sebeplerden kaynaklanan saldýrgan davranýþlarýdýr; Marksizm’e göre, savaþ Clausewitz’in dediði gibidir: “Politikanýn, orgütlenmiþ silahlý güçler (ordu) aracýlýðýyla, zor araçlarý kullanýlarak, belli ekonomik çýkarlarýn ve politik hedeflerin kabul ettirilmesi amacýyla sürdürülen biçimi.” Margaret Mead’e göre, savaþ, bir kere öðrenildikten sonra nesilden nesile intikal eden bir insanlýk îtiyâdýdýr. Çocuklar, içlerinde þiddetin önemli bir unsur olduðu hikâyelerle büyütüldükleri, öðrenimlerinde þiddetin özendirildiði eylemlerle yetiþtirildikleri ve büyüklerinin çatýþmacý faaliyetlerini gayretle taklîd etmeye yönlendirildikleri takdirde, cemiyet(ler), diðer devletlerle olan ihtilâflarýný harp vâsýtasý ile halletme istikametinde yönelmiþ olacaklardýr. Makyavel’e göre ise, savaþ çok ciddî bir þeydir ve binâenaleyh, ciddiye alýnmalýdýr; çünkü, Peygamberlerden silâhlý ve kuvvetli olanlarý muzaffer ve silâhsýzlarý makhur ve periþan olmuþlardýr. Troçki de ciddiyet konusunda ayný fikirdedir: Siz savaþla ilgilenmiyor olabilirsiniz, der, ama savaþ sizinle ilgilenmektedir. Makyavel’i referans gösteren Erwin Rosenthal’a göre, Peygamberlerin de kýlýca ihtiyâcý vardýr ve nitekim, (Hz.) Îsâ baþaramadý, çünkü kýlýcý yoktu, (Hz.) Muhammed baþardý; çünkü kýlýcý vardý, der. Doðrudur; peygamberler de insandýr ve insanoðlu da her zaman iyi sözden anlamaz, bâzan kafa kýrmak, boyun koparmak îcap eder. Çünkü yine Hobbes’ca dersek, “kýlýcýn zoru olmadýðý takdirde ahidler sâdece sözlerden ibâret kalýr” . Ayrýca, savaþ o kadar kötü birþey de deðildir; nitekim, devletler arasý münâsebetlerde barýþ yoluyla çözülemeyen problemlerin ancak savaþ yolu ile çözülebileceðini, savaþýn, en son ve en kesin çözüm þekli olduðunu söyleyen Hegel’e göre, savaþ sâdece kötü olmayan deðil ve fakat daha fazlasý, iyi olan birþeydir de; barýþýn dumûra uðratýcý, gevþetici niteliðine karþýlýk, savaþ dinamizm getirmektedir. Velhâsýl savaþ çok ciddî birþey; lâubâlilik kaldýrmaz. Durmuþ hocaoðlun'dan alýntýdýr |
| |
| |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|
| ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | son Mesaj |
Bukalemunlar hakkýnda | miss_stromax | Ýlginç Yazý | 7 | 11-02-2008 03:27 |
Bitkiler Alemi Hakkýnda | esra | Bunlarý Biliyormuydunuz? | 0 | 18-01-2008 19:12 |
Amerikaya Savaþ | aysaa | Karadeniz Fýkralarý | 0 | 15-01-2008 23:32 |
Türkiye & Yunanistan Savaþ Uçaklarýnýn Ýt Dalaþý Görüntüleri | aysaa | Genel Video | 0 | 15-01-2008 19:56 |
Atatürk Hakkýnda Bilinmeyenler | aysaa | Genel Video | 0 | 15-01-2008 18:55 |