|
Tarih & Edebiyat Biyografi Tarihimizdeki ve Edebiyatýmýzdaki Ünlü Kiþiler |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
| #1 (permalink) |
Profilden Deðiþtirebilirsiniz Üyelik tarihi: 13-01-2008
Mesajlar: 3.079
LobiPuan: 1.919 Ettiði Teþekkür: 316
Aldýðý Teþekkür: 551
Rep Gücü: 14 Rep Puaný: 10774 Rep Derecesi : Online Süresi: 12 Hours 47 Dakika 30 Saniye | ![]() Cemal Reþit Rey (1904 - 1985) 25 Ekim 1904'te Kudüs'te doðdu. Sarayla yakýn iliþkileri olan, son Osmanlý ailelerinden birinin oðluydu. Babasý Ahmet Reþit Bey, o dönemde Kudüs'e mutasarrýf olarak atanmýþtý. Cemal Reþit'in müziðe yeteneði o yýllarda ortaya çýktý. Diðer çocuklar sokakta oynarken o bulduðu bir akordiyonu çalmaya ve ondan çýkan sesleri taklit etmeye çalýþýyordu. Beþ yaþýndayken ailecek Ýstanbul'a geldiler. Burada bir yandan ilkokula giderken, bir yandan da piyano çalýþmaya baþlar. Galatasaray Lisesi'nde okumaya baþladýðý yýllarda babasýnýn politik durumu nedeniyle 1913 yýlýnda zorunlu olarak Paris'e taþýnýrlar. Burada özellikle Fransa Cumuhurbaþkaný Raymond Poincare aileye sahip çýkar. Birinci Dünya Savaþý'nýn baþlamasýna çok az zaman vardýr ve Ahmet Reþit Bey ve ailesi dünyanýn kültür baþkenti Paris'te yaþamaya baþlarlar.Cemal Reþit Bey daha çocuk yaþlarýnda Mahler'i orkestra yönetirken görecek, konservatuvarda onu müdür ve ünlü besteci Gabriel Faure dinleyecektir. Faure onu dinledikten sonra ünlü pedagog Marguerite Long'a telefon açar ve "Madam size bir Türk çocuðu gönderiyorum ve hiçbir þey söylemiyorum, kendiniz göreceksiniz" der. Sonra babasýna dönerek "Oðlunuz hayatta müzikten baþka hiçbir þey yapamaz" diye onun müzik dehasýný hemen keþfeder. Debussy'nin öðrencisi, Ravel'in en yakýn dostlarýndan ve eserlerini en iyi yorumlayan piyanistlerden biri olan Marguerite Long, 19 yaþýna kadar hiç para almadan Cemal Reþit'in eðitimi ile yakýndan ilgilenecektir. Ahmet Reþit Bey ve ailesi, savaþ baþlayýnca Paris'te uzun süre kalamazlar. Cenevre'ye yerleþirler. Cemal Reþit eðitimine burada Cenevre Konservatuvarý'nda devam ederken, normal lise eðitimini de sürdürür. Konservatuvarýn ustalýk sýnýfýna kadar yükselir ancak 1919'da babasý dahiliye nazýrlýðýna atanýnca Ýstanbul'a gelirler. Baba oðlunu hemen Ýstanbul'da bir piyano öðretmenine götürür. Ancak çocuðun piyano bilgisi öðretmeninkinden fazladýr. Cemal Reþit bu kez tek baþýna Paris'e eðitime gönderilecek, tekrar Marguerite Long'la çalýþmaya baþlayacaktýr. Konservatuvarda Gabriel Fauret'den müzik estetiði dersleri alýr. Besteci, piyanist ve orkestra þefliði üzerinde eðitim görür. Daha okul yýllarýnda besteleriyle ilgi çekmeye baþlar. Cemal Reþit, cumhuriyetin ilanýndan iki ay önce Paris Konservatuvarýndan mezun olur. Bu arada Ýstanbul Belediyesi Darülelhan'a (ilk konservatuvar) batý müziði bölümü açýlmasýna karar verilir ve hoca olarak genç Cemal Reþit çaðrýlýr. Bu onun için dünyanýn en büyük mutluluðudur. Henüz 19 yaþýndadýr, onu Avrupa'da büyük bir kariyer beklemektedir ancak hocalarýnýn tüm engellemelerine karþýn Ýstanbul'a döner. Belki Batý'daki büyük kariyerini býrakmýþtýr ama, Cemal Reþit Rey Türkiye'de klasik müziðin kuruluþuna öncülük etmiþ, pek çok öðrenci yetiþtirmiþ ve yaþamý boyunca müzik dünyasýnýn hep bir numarasýnda yaþamýþtýr. Türkiye'ye döndükten sonra yaþamý boyunca artýk kendi ülkesinden hiç ayrýlmayacak, çeþitli orkestralar kurup, bunlarla yurt içi ve dýþýnda konserler yönetecek, dünyanýn en ünlü sanatçýlarýný þef olarak Türkiye'de aðarlayacak, Türkiye'de bir yandan klasik müziðin yaygýnlaþmasý için çalýþýrken, öte yandan yazdýðý operetlerle tiyatro dünyasýnda unutulmayacak eserlere imza atacaktýr. Ankara ve Ýstanbul radyolarýnda uzun yýllar görev yapan Rey, yurtdýþýnda sayýsýz konser verdi. Çoksesli Türk müziðini geniþ kitlelere yaymak amacýyla, Türk halk müziði ezgilerinden yararlanarak, Lüküs Hayat (1933), Deli Dolu (1934), Saz-Caz (1935), Hava-Cýva (1937) gibi çok sevilen operetler besteledi. Bunlarýn dýþýnda konçertolarý, senfonik þiirleri ve baþka orkestra yapýtlarý da olan Rey Onuncu Yýl Marþý'nýn da bestecisidir. Cemal Reþit Rey'in yaþamý sürekli çalýþarak, üreterek geçti. Ailesiyle birlikte oturduklarý Niþantaþý'nda Þair Nigar Sokak'taki konutta anne babasý, aðabeyi Ekrem Reþit, kýz kardeþi Semine ve eþi Semih Argeþo ile birlikte yaþýyorlardý. Semih Argeþo Cemal Bey'in kurup yönettiði Ýstanbul Senfoni Orkestrasý'nýn baþ kemancýsýydý. Semine Haným da orkestrada keman çalýyordu. Konakta hem ciddi klasik müzik çalýþmalarý yapýlýyor, hem de aðabeyi Ekrem Reþit'le birlikte müzikaller üzerine çalýþýyorlardý. Cemal Bey'in müzikalleri zevk almasýnýn ötesinde yapacaðý klasik müzik çalýþmalarýnda özellikle yurt dýþý konserlerinde deðerlendirmek için para kazanmaya yönelik olarak da yaptýðý oluyordu. Çünkü özellikle o yýllarda Türkiye'de klasik müzik yapmak bir misyoner gibi çalýþmayý gerektiriyordu. Babasýnýn ölümü, ardýndan Semine Haným ve eþinin ayrý bir eve çýkarak konaktan ayrýlmalarý, Ekrem Reþit Bey'in ve 1962'de annesinin ölümü ile Cemal Bey'in konak yaþamý son buldu. Koca Ýstanbul'da tek baþýna kalmýþtý. Yanýnda aðabeyine çok iyi baktýðý için aile emektarý olan Rýfký Ergün ve ailesiyle birlikte Serencebey'de bir apartman dairesine taþýnýr. Orkestradan emekli olan Cemal Bey, piyano dersleri vermekte, yine evi eski dostlarý ve öðrencileri ile dolup taþmaktadýr ama artýk o eski depdebeli günler geride kalmýþtýr. Bir zamanlar þýk giysileri ile her yerde dikkat çeken Cemal Reþit Rey üzerinde eski kýyafetleri, mütevazý evi ile onu eskiden tanýyanlarýn içlerini acýtmaktadýr. Giderek Rýfký Ergün'ün ailesini kendi ailesi gibi görmeye baþlar. Hele içlerinde saðýr dilsiz olan Melek'i özel bir ihtimamla büyütür. 1970'lerde Cemal Reþit Rey, Haldun Dormen'in sahneye koyacaðý bir müzikalin sipariþini alýr. Aðabeyinin ölümünden sonra müzikal yazmamaya karar veren Rey, Erol Günaydýn'ýn yazacaðý metinleri müzikleyebileceðini söyleyerek herkesi þaþýrtýr. Erol Günaydýn'la kýsa süre içinde çok iyi dost olurlar ve Yaygara 70 büyük baþarý kazanýr. Ardýndan Uy Balon Dünya isimli ikinci bir müzikal yapýlýr ama ayný baþarýyý yakalayamaz. 1980'lerde Cemal Bey iyice kendi dünyasýna çekilir. 1985'de Lüküs Hayat 51 yýl aradan sonra yine ayný sahnede Ýstanbul Þehir Tiyatrosu'nda sahnelenecektir. Cemal Bey, gala gecesi için özel olarak hastaneden çýkarýlýr ve Harbiye Muhsin Ertuðrul Tiyatrosu'na getirilir. Eser yýllar sonra yine büyük bir baþarý kazanmýþtýr. Haldun Dormen ve Gencay Gürün onu alkýþlar arasýnda sahneye çýkarýrlar. Anlatýlmaz derecede mutludur. Seyirci onu dakikalarca ayakta alkýþlar. Bu onun son sahneye çýkýþý olacaktýr. Ertesi gün tekrar hastaneye yatýrýlýr ve buradan ikinci çýkýþýnda Edirnekapý'daki aile mezarlýðýna defnedilecektir. (7 Ekim 1985) -------------------------------------------------------------------------------- 10. YIL MARÞI -------------------------------------------------------------------------------- Cumhuriyet'in 10. yýl kutlamalarý için 1933'de bir marþ yarýþmasý düzenlenir. Cemal Reþit Rey, güftesi Behçet Kemal Çaðlar ve Faruk Nafiz Çamlýbel'e ait olan þiir üzerine bir beste yapmaya karar verir. Uzun süre uðraþýp, herkesin coþku ile birlikte söyleyeceði bir marþ oluþturmaya çalýþýr. Ancak aðabeyi Ekrem Reþit'e yaptýðý çalýþmayý bir türlü beðendiremez. Sonunda mehter ritmi gelir aklýna Cemal Bey'in besteyi yapar ve herkesin rahatlýkla söyleyebileceði bir eser çýkar ortaya. Ankara'da eseri piyanoda çalarak kendi seslendirir. Marþý degerlendirecek olan heyetin içinde bulunan dönemin Milli Eðitim Bakaný Cemal Bey'in "cumhuriyet" sözcüðünde majörden minöre geçtiðini bunu da cumhuriyeti küçük düþürmek için yaptýðýný iddia eder ancak Cemal Reþit þu örnekle durumu kurtarýr: "Minör küçük anlamýna gelir ama müzikte bu anlamda kullanýlmaz. Beethoven'in Napoleone'un kahramanlýklarý için yazdýðý Eroica'nýn ikinci bölümü de do minör tonundadýr." Jüride bulunan bir baþkasý ise bir kahramanlýk öyküsü olan Marseillaise'in de minör tonundan olduðunu söyleyince durum tatlýya baðlanýr. Türkiye Cumhuriyeti'nin 10. Yýl Marþý böylece ortaya çýkmýþ olur. Bu marþýn ardýndan Cemal Reþit, Yedeksubay Marþý, Denizciler Marþý, Himaye-i Etfalin isimli çocuk marþý ile Atatürk için 100. Yýl Marþý'ný besteler. CUMHURÝYETÝN 10 YIL MARÞI Þiir: Behçet Kemal Çaðlar/ Faruk Nafiz Çamlýbel Müzik:Cemal Reþit Rey Çýktýk açýk alýnla on yýlda her savaþtan On yýlda on beþ milyon genç yarattýk her yaþtan Baþta bütün dünyanýn saydýðý baþkumandan Demir aðlarla ördük ana yurdu dört baþtan Bir hýzda kötülüðü geriliði boðarýz Karýnlýðýn üstüne güneþ gibi doðarýz Türküz bütün baþlardan üstün olan baþlarýz Tarihten önce vardýk tarihten sonra varýz Çizerek kanýmýzla öz yurdun haritasýný Dindirdik memleketin yýllardýr süren yasýný Bütünledik her yönden istiklal kavgasýný Bütün dünya öðrendi istiklal kavgasýný Örnektir milletlere açtýðýmýz yeni iz Ýmtiyazsýz, sýnýfsýz kaynaþmýþ bir kütleyiz Uyduk görüþte bilgi, gidiþte ülküye biz Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz. ( Dört satýrda bir) Türküz Cumhuriyetin göðsümüz tunç siperi Türk'e durmak yaraþmaz, Türk önde Türk ileri 1. Bunlarýn ilki 1919 ile 1926 yýllarý arasýndaki öðrencilik dönemi diye bilinen dönemdir. Bu dönemde Fransýz halk þarkýlarý bestelemiþtir. 2. Daha sonra 1926’dan 1931’e kadar Türk halk þarkýlarýný armonize ettiði dönem gelir. Bu þarkýlardan 12 Anadolu Türküsü adý altýnda toplanmýþ olanlarýn ilk seslendiriliþi Paris’te Pleyel salonunda gerçekleþtirilmiþtir. 3. 1931 ile 1950 yýllarý arasýndaki dönemi ise kontrpuan uygulayýmýna yöneldiði dönemidir. Bu dönemdeki besteleri ‘gizemli’ olarak tanýmlanýr. 4. 1950’den sonraki yýllarý kapsayan bu son dönemde ise büyük orkestralar için senfonik þiirler bestelemiþ ve Türk makamlarýndan yararlanmýþtýr. Türk müziðine dayanan birçok yapýt besteleyen Cemal Reþit Rey 7 Ekim 1985 yýlýnda Ýstanbul’da öldü. Hakkýnda yazýlanlar 1.Bir Usta, Bir Dünya: Cemal Reþit Rey Fatma Türe Yapý Kredi Yayýnlarý
__________________ Ömür Dediðin Üç Gündür, Dün Geldi Geçti, Yarýn Meçhuldür, O Halde Ömür Dediðin Bir Gündür, O Da Bugündür ... |
| |
| |
|