|
Tarih & Edebiyat Biyografi Tarihimizdeki ve Edebiyatýmýzdaki Ünlü Kiþiler |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
| #1 (permalink) |
Üyelik tarihi: 30-01-2008 Yaş: 26
Mesajlar: 41
LobiPuan: 74 Ettiði Teþekkür: 0
Aldýðý Teþekkür: 1 Rep Gücü: 1 Rep Puaný: 342 Rep Derecesi : Online Süresi: N/A | ![]() Gürel son röportajlarýndan birinde, gazeteci Deniz Durukan’a hayatýný ayrýntýlarýyla anlatmýþtý. Hukuk fakültesinin ilk mezunlarýndan biri olan bir savcýnýn kýzý olduðunu, bir oyununu Ýsmet Ýnönü’nün izlediðini, þiirde kendini bulana dek Faruk Nafiz Çamlýbel, Ahmet Haþim, Pablo Neruda etkisi arasýnda gidip geldiðini anlattý. Gürel aþkýn tarifini de her þeyde olduðu gibi kendi üslubuna göre yaptý: “Çok güzel bir masal ama aþk olsaydý genelevler olmazdý. Ýnsan önce kendini sever, bir de çocuðunu. Üçüncü þahsý düþünemezsin.” Ýþte Aysel Gürel’in röportajýndan alýntýlar: Çocukluðu üzerine... “Ben yüzücüyüm. Karadeniz’de büyüdüm. Bir anlamda denizkýzýyým. Karadeniz, bir adým attýktan sonra üç insan boyu olur. Sekiz kere boðuldum, suni teneffüsle hayata döndürdüler. Aðzýmdan kanlý köpükler, kumlar gelerek... Çoðu arkadaþým daha on dört, on beþ yaþlarýndayken o þekilde boðuldu. Muhafazakar bir yerdi, denize mayoyla girilmiyordu. Ben hariç tabii. Gece ay ýþýðýnda elbiseyle denize girerlerdi. O elbiseler su içinde þiþip kabarýrdý. O kýzlar deniz perileri gibi el ele tutuþup giderlerdi.” Babasý üzerine... Ailem akýllýydý. Çünkü denize, eðer balýk adam gibi teçhizatýn yoksa, üstünde fazla bir þeyle girilmez. Dünyanýn birçok yerinde insanlar suya çýplak giriyor. Biz sudan geliyoruz. Ana rahminin içindeki amnion sývýsýnda yüzerek hayata baþlýyoruz. Karaya çýkýnca tekrar örtünmenin alemi ne! Babam savcýydý. Cumhuriyetin örnek ailelerinden biriydik. Annem ve babam Cumhuriyet balolarýna katýlýrdý. Babam yetmiþ sekiz yaþýndayken bile, ben sigaramý çýkardýðýmda gelip yakardý. Bu benim çocuðumdur demez, bir kadýnýn sigarasýnýn yakýlmasý gerektiðini bilirdi. Hiçbir zaman namaz kýlýn, oruç tutun diye baský yapmadý bize. Dört katlý bir Rum konaðýnda oturuyorduk. Babam eðilip kalktýðýnda karnýnýn aðrýdýðýný düþünürdüm. Namaz kýldýðýný annemden öðrendim. Sonra iftarda, sahurda aileye iþkence yapmaz, yemek nerede diye hesap sormazdý. Aþk üzerine... Ýnsan patatese de aþýk olabilir, bir tabloya da. Örneðin ben çelloya aþýðým . Erkekle kadýn arasýndaki aþkýn varlýðýna inanmak mümkün deðil. Hayvanlar alemine bakýn; diþi maymunlar günde altmýþ maymunla çiftleþiyor. Þimdi erkekler de öyle, boða gibi. Bir kadýnýn üzerine çýkýp jimnastik hareketleri yapýyorlar. Hatta bir spor salonuna gidip bisiklet çevirmekle aynýdýr onlarýn aþk anlayýþý. Ama özel kiþiler de var, þairler, ressamlar, yazarlar bu hayvani duyguyu idealize eder, kendilerine göre yapýtlar verirler. Bu da bir uyutma sistemi aslýnda. Her insan ayný derecede hassastýr, þairdir, ama eðitim görüp dili iyi kullanmasý gerekir. Aþk olsaydý genelevler olamazdý. Aþk çok güzel bir masal. Çocukluðumuzda Sindirella, Uyuyan Prenses gibi masallar anlatýlýrdý. O masallarda yaþanan aþk yansýtýlýrdý. Ama hayatta öyle deðil aþk. Grip gibi, ya da AÝDS gibi de düþünebilirsin. Virütik bir þey. Aslýnda olay þu; seks dürtüsünü, böyle birbirinin üzerinde tepiþmeyi edepli hale getirmektir aþk. Ýnsan önce kendini sever, bir de çocuðunu. Üçüncü þahsý düþünemezsin. Kýzlarý Müjde ve Mehtap'la. Lirikler üzerine... Günümüzdeki þarký sözleri iðrenç deðil ama tiksindirici diyebiliriz. Bu eðlencelik oðlanlarýn ya da kýzlarýn hatasý deðil. Korsan kasetle mücadele eden yapýmcýlar maliyeti düþürmek için sokaktan yakaladýklarý herkesi, yüzüne bakýlýr bir genç kýzý ya da delikanlýyý alýyorlar, okuma yazma biliyorsa, biraz da beste yapabiliyorsa, tamam, hadi gel diyorlar. Ýyi bir þey beklemeye hakkýmýz yok. Ýsim vermeyeceðim, birkaç kadýn þarkýcý var, insanlar onlarýn karþýsýnda ayýlýp bayýlýyor, yerlere atýyorlar kendilerini. Tahsili, kültürü, öngörüsü olmayan, hatta yazdýðý þeyin farkýnda olmayan -büyük bir olasýlýkla yazdýklarý alýntýdýr, hýrsýzlýða da alýntý deniyor artýk- kiþiler bunlar. Hayret etmiyorum bunlara, çünkü hitap ettikleri kitle ile uyuþuyorlar. Tv kanallarý bunlarý sunarak böyle bir kültürün yaygýnlaþmasýný saðladý. Gerçek deðerler ise göz ardý ediliyor. Çünkü bu deðerleri sunduklarý zaman yapýmcýlarýn da maliyeti artacak. Benden þarký sözü alan büyük isimler bile maliyet artar diye ürküyorlar. Ýþte böyle, dibe doðru gidiyoruz. Yani limonu yemeðin üzerine sýktýðýnda o limonun dibe çökmesi gibi bir þey bu. Müziðe de limon sýkýlmýþtýr. Þiir üzerine... Ahmet Hamdi Tanpýnar benim hocamdýr. Onlar yüz senede bir gelen insanlar. “Su, mermer ve yeþil ve ölümsüz ilkbahar” hocamýn þiiriydi, ya da ben etkilenip yazmýþým, hatýrlamýyorum. Benzerlikler þair için yararlýdýr. Ýlk þiir modellerini okuduðu zaman ona benzer þeyler yazar. Ama kendi üslubunu bulmamýþ bir þaire, þair diyemeyiz. Ben de çok bocaladým, kimi zaman Faruk Nafiz Çamlýbel, Ahmet Haþim, Pablo Neruda oldum. Ta ki kendi þiirimi bulana kadar. Çünkü þiir duvarý çok geç ve güç örülüyor. Bir þarkýyý dinlediklerinde bu Aysel Gürel’in sözleri diyebiliyorlar, bu benim için çok önemli. Þarkýlarýmdan çok bu üslubu oturtmak bana gurur verir. Ama ticari þarkýlar yapmýyor muyuz? Yapýyoruz. Sanatçý öyle bir þey istiyorsa yapýyorsun. Bu da iþin iþportasý. Gürel'in, kýzlarýyla iliþkisi sýradýþýydý. Oyunculuk üzerine... Ýlk kez Romeo ve Jüliet’te Jüliet’i oynadým. On beþ yaþýndayým. Trabzon Halk Evi’nde muazzam etkinlikler olurdu. Orta sondaydým, devlet tiyatrosu oyuncusu Talat Gözbak askerliðini yapmak üzere oraya gelmiþti. Aðzýnda piposu, þal yakalý yeþil kýyafeti, baþýnda fötr þapkasýyla çok þýk bir adamdý. Halk evinin kapýsýna “oyun oynanacak kýz aranýyor” diye ilan astýlar. Hemen koþtum. Talat Bey bana baktý, çok sýskasýn dedi. Ama baþka müracaat eden olmadýðý için ben oynamak zorunda kaldým. Trabzon’daki bir kiliseden sinema yapýlmýþtý, orada sahne aldýk. Civardaki bütün valiler, Erzurum, Giresun valisi, hepsi geldiler. Ertesi gün yerel gazetelerde “memleketimizin medarý iftiharý bir genç kýz neþet etti” diye yazýldý. Babam da “kimmiþ bu çocuk, aferin” dedi. Bilmiyordu, babam çok çalýþýrdý. Uhud seferinde Hazreti Muhammed’in devesinin sað arka ayaðýnýn bir çivisi eksiktir, onlarý bile bilirdi. Babam hem meþhur bir din adamý, hem de hukuk fakültesinin ilk mezunlarýndan biriydi. Lise yýllarýnda klasikleri oynadýk. Ýsmet Ýnönü de gelip seyretmiþti beni. Ve yalnýzlýk üzerine... Dört yatak odasý, çok büyük bir salonu ve çok büyük bir mutfaðý olan üç yüz metre kare bir evde yalnýz yaþýyorum. Bu bir tercih. Sevgilim de var, ama o herhangi bir ziyaretçi gibi, takým elbiselerini giymeden kravatýný takmadan gelemez, on beþ dakikadan fazla da oturamaz. Yataðýma giremez, burada bir bardak kahve içtiði zaman o bardaðý yýkamadan gidemez. Bir simit bile yedirmem. Þimdi bu yalnýzlýk benim tercihim. Ve bu yalnýzlýðýn çok büyük bir lüks olduðunu biliyorum. O masallardaki Rapunzel þatoda tek baþýna oturuyor, oðlan da saçýna tutunup yukarý çýkýyor. Benimkiler de asansöre çýkýp bana ulaþýyor. Yalnýzlýk donanýmsýz insan için çok korkunç bir þey. El becerileri olan için biraz daha ehven. Ben hiç yalnýzlýk hissetmiyorum. Aslýnda tek baþýma çok kalabalýðým. ONUN ÝÇÝN YAZILANLAR: Aysel Gürel eksisozluk.com’un sayfalar dolusu giriþ yapýlan simalarýndan biriydi. Ölümünden önce ve sonra onun için yazýlanlardan bazýlarý þöyle: Selmi Andak'la. Binlerce þarký sözü ve þiir yazdý. Korkmadý durdu gitti, köyün en son çitini kýrarak. ve Romalýlarýn dediði gibi: Aysel Gürel ‘yaþadý’. |
| |
| |
|
| #3 (permalink) |
Profilden Deðiþtirebilirsiniz Üyelik tarihi: 13-01-2008
Mesajlar: 3.079
LobiPuan: 1.919 Ettiði Teþekkür: 316
Aldýðý Teþekkür: 551
Rep Gücü: 14 Rep Puaný: 10774 Rep Derecesi : Online Süresi: 12 Hours 47 Dakika 30 Saniye | ![]() sanat dünyasý renkli bi kiþilik kaybetti.Allah rahmet eylesin
__________________ Ömür Dediðin Üç Gündür, Dün Geldi Geçti, Yarýn Meçhuldür, O Halde Ömür Dediðin Bir Gündür, O Da Bugündür ... |
| |
| |
|
Bookmarks |
Etiketler |
aðlamama, aysel gÜrel, sen |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|
| ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | son Mesaj |
Þeytan bazen "git bir magarada basit bir yasam sur" diyor...:)) | ruzgar-gunes | Ýlginç Resim | 4 | 05-04-2008 22:02 |
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK" hakkýnda | ruzgar-gunes | Atatürk Köþesi | 3 | 12-02-2008 13:45 |
Özdemir Asaf "Kalan" | miss_stromax | Þairlerden Þiirler | 4 | 10-02-2008 20:12 |
Sarýþýn "Kim 500 Bin Ýster" Yarýþmasýnda | aysaa | Karýþýk Fýkralar | 0 | 17-01-2008 02:27 |
Justin Timberlake "Ice Ice Baby" | derya | Yabancý Klipler | 0 | 15-01-2008 05:58 |