Ters giden birþeyler var
Daha olmayan giriþ demosundan birþeylerin ciddi ölçüde deðiþtiðini kavramýþtým. Evet NFS kesinlikle bizim yýllardýr tanýdýðýmýz oyun deðildi artýk, o bir Grand Turismo-SSX kýrmasýydý. Olmamýþtý. Peki ne olmuþtu?

Birlikte geçirdiðimiz bunca yýldan sonra NFS’den böyle bir çalým yiyebileceðimi hiç düþünmemiþtim doðrusu. Ne yalan söyleyeyim Carbon’dan sonra benim NFS’den beklentilerim çok farklýydý. Gecelerin asi yarýþçýsýndan pistlerin havalý ama þaþkýn çocuðuna dönüþmemizin hikayesi olacak bu anlatacaklarým.

Dörtlülerimizi yakalým

Oyuna ýsýnmak için öncelikle NFS ile bildiklerimin bir kýsmýný unutmam gerekti. Çünkü modifiyeli sokak arabalarýyla asfaltý aðlattýðým geceler artýk yoktu. Daha beteri açýlýþta oyunda bana eþlik edecek olan güzel hanýmý da çok bekledim ama gelmedi. Onun yerine görsel olarak baþarýlý sayýlabilecek retro-urban çizgisine sahip ama son derece kullanýþsýz ve tekdüze menülerle baþbaþa kaldým. Oyuna gözlerimi açmamla beraber EA beni çevrim içi ortamlarýna davet etti, ben de onu kýrmadým. Anladým ki serinin bu ayaðýnda çevrim içi hasýmlarýmýzla çok içli dýþlý olacaktýk. Gerçekten de EA bu noktada seriyi bir adým ileri götürmüþ ve çok detaylý bir çevrim içi oyun düzeni kurmuþtu. Ama ben hala Cross gibi azýlý bir polisin nefesini ensemde hissetmenin umuduyla menülerde aranmaya devam ettim.




Saða çekip kaputu açalým

Öncelikle NFS ismini aklýmdan sildim, ön yargýlarýmý da bir kenara býraktým ve önceki oyunlardan artýk aþina olduðum üzere kariyer moduna baþladým. Bana ilk sorulan soru ne miktarda sürüþ yardýmý almak istediðim þeklinde oldu. Serinin daha önceki oyunlarýnda bu detay sadece küçük bir ayarken daha kariyer moduna baþlarken agresif bir biçimde oyunun bu soruyu bana dayatmasýnýn tek bir anlamý olabilirdi o da sürüþ dinamiklerinin ciddi þekilde deðiþmiþ olabileceði idi. Nitekim öyle de olmuþtu ama buna daha sonra deðineceðim.

Motor su kaynatmýþ!

Artýk kliþeleþmiþ NFS senaryosunun özü olan en dipten baþlayýp yollarýn (artýk pistlerin) kralý olma peþindeki hayalime yeniden sarýldým dört elle. Þehirde dolanýp o yarýþ senin bu yarýþ benim günlerim sona ermiþti. Artýk daha ciddi bir yarýþcý olarak pistlerin tozunu alacaktým. Drag, Drift, Sprint(Grip), Time Attack benzeri yeni adlar eski tadlar þeklindeki yarýþlar yerli yerindeydi üstelik sokaklardan aþina olduðum araçlarýn sayýsý artarak aynen piste taþýnmýþlardý. Ne var ki kariyer modunda artýk yarýþ günleri vardý ve yarýþ günlerindeki farklý yarýþ tiplerine farklý düzenekli araçlarla katýlmak gerekiyordu. Örneðin drag için ayarlanmýþ bir arabayý ayný yarýþ günü içinde drif için kullanamýyordum. Bu deðiþiklikten hiç rahatsýz olmadým hatta mantýklý ve oturmuþ bir sistem gibi geldi. Deðiþik düzenekli araçlara baðlý olarak araçlarýn üzerinde yapabilceðim modifikasyon ve tuning seçenekleri gerçekten çok geliþmiþ ve hayli baþarýlý olmuþtu. Eski günlerin hatýrýna diðer yarýþçýlarla ayný anda ve ayný pistte en iyi tur zamaný için yarýþmaya baþlarken oyun tablamýn gaz tuþuna kesik kesik asýldým. Araçlar gerçekten de çok ihtiþamlý gözüküyorlardý. Gözümde grafikler konusunda sýnýfta kalan Carbon’dan sonra Prostreet’de böyle güzel araç modelleri ve kaplamalarý beklemiyordum doðrusu. Keþke pist ve çevre detaylarý içinde aynýsýný söyleyebilseydim. Yarýþ gününden önce þöyle bir göz atýp beðendiðim müzikler de her telden yarýþ severin zevklerine hitap edebilecek zenginlikte ve çeþitteydi. Yarýþýrken uyutmuyorlardý. Yarýþ baþlarken her NFS’de yaptýðým gibi startý veren güzel hanýmýn üzerine direksiyonumu kýrdým ve temas etmemle beraber bir anda yok olmasýný tebessümle karþýladým.




Gürültülü motor sesleri arasýnda yaklaþýk 150km/saat hýzla ilk ciddi virajýma girdim. Bu virajda iki þeyle tanýþtým: Ýlki hiç de fena olmayan hasar modellemesi ikincisi ise saçma sapan sürüþ dinamikleri. Sen tut onca araca farklý motor sesleri ve birbirinden farklý sürüþ dinamikleri yap ama bir tanesi bile hedefini bulamasýn. Ne arcade diyebildim ne de simülasyon. Öyle iki arada bir derede kalmýþ, ne yapmak istediðinden emin olamamýþ, keyif vermekten çok uzak bir sürüþ deneyimi hakimdi oyuna. Üstelik ilerleyen kariyerim ve yeni arabalarým hatta farklý düzeneklerimle bile deðiþen bir þey olmadý. Ayrýca yapýmcý resmen klavye ve dijital kontrolör kullanan bütün yarýþ severleri es geçmiþti. Çünkü oyunun kontrollerinin hakkýný verebilmek için bariz bir þekilde debriyaj pedallý ve manuel vitesli bir yarýþ direksiyonuna sahip olmanýz gerekiyordu. Sürüþ dinamiðinin yarattýðý hayal kýrýklýðý karþýsýnda hasar modellemesi ise gerçekten iyiydi. Elbette bir Burnout deðildi ama seride en son rastladýðýmýz Hot Pursuit 2’nin ilkel hasar modellemesinin üzerine çok þey konmuþtu. Yarýþýrken dikkatimi çeken ve sinirlerimi yavaþ yavaþ oynatmama sebep olan esas þeyse oyundaki karakterimin adýný her on saniyede bir aðzýna alan geveze DJ idi. Artýk nasýl bir yapay karakteri varsa her yarýþda aðzýna aldýðý tek isim benim karakteriminkiydi. “Evet Ryan Cooper bugün çok ateþli”, “Ryan Cooper fena daðýttý arabayý”, “Herkesin sevdiði yüce insan Ryan Cooper”...Sanki benden baþka yarýþçý yoktu pistte. Bütün atmosferi baltalayan bu adamý sanal arabamdan inip kafamý monitöre sokmak suretiyle azýna azýna vurmamak için her yenildiðim yarýþta arada bir monitörden uzaklaþýp hava almak zorunda kaldým. Pistler ise temelinde güzel hazýrlanmýþlardý ancak hiçbiri keskin bir karakteristik özellik taþýmýyordu. Yolun kenarýna geçip pistin etrafýna baktýðýmda hissetiðim tek þey koskoca bir hiçliðin ortasýna yerleþtirilmiþ olduðuydu. Üstelik genelde hepsi düz bir satýh üzerindeydi ve herhangi bir eðimli viraja sahip olmayan ya da fazla düþünmemi gerektirmeyen bir yapýya sahipti. Fazla düþünmemi gerektirmeyen bir diðer þey ise rakiplerimdi. Önceki oyunlarda olduðu gibi geride kalmamak için fizik dýþý hýzlara çaktýrmadan çýkan rakiplerim yerli yerindeydi. Ancak yol kesmek, geniþ virajlarda içerden beni geçmek, sýkýþtýrmak, gerektiðinde hafif çarparak pist dýþýna yollamak gibi becerilerin hiçbirine sahip deðillerdi.Tüm bunlara tuz biber olarak bir süre sonra birbirinden çok da farklý olmayan pistlerde benzer yarýþ günlerini tekrak tekrar yapmak oldukça sýkýcý bir iþ haline geldi. Bunun üzerine üzerine aradýðýmý bulamamanýn verdiði yenilmiþlik duygusuyla çevrim içi pistlere direksiyonumu kýrdým.

Platin meme yapmýþ!

Çevrim içi modunda kendi yarýþ günlerimi ve yarýþlarýmý düzenleyip, ödül ve kurallarýný belirleyebiliyordum. Ayný þekilde baþkalarýnýn hazýrladýklarýna da katýlabiliyordum. Canlý yarýþlara katýlmanýn yanýnda bu yarýþ günlerine de katýlýp canlý olmasýna gerek kalmadan günün sonunda en çok puaný almak üzerine kurulu bir sistem vardý. Ne var ki kimse genelde pek çevrim içi deðildi ve oyuncularýn düzenlediði bu yarýþ günlerinin lider tablolarý sürekli boþtu. Karmakarýþýk duygular içerisinde oyunu belki de son kez olmak üzere kapattým.

Biri çekici çaðýrsýn!

Evet, iþte böyle sevgili okur. Bu incelemenin cümleleri hep geçmiþ zamanda olabilir. Bunun nedeni Need for Speed ruhuyla pek alakasý olmayan bu oyunu bir an önce geçmiþte býrakmak istemem aslýnda. Need for Speed isminin ruhu ve niteliklerini bir köþeye býrakacak olursak Prostreet aslýnda hiç de kötü bir oyun deðil. Ancak gerçekten ne bir yola ne de diðerine gidememiþ, arcade ve simülasyon arasýnda tam bir bocalama olarak kalmýþ. Sürüþ dinamiklerinin yetersizliði oynanýþdan çok þey çalmýþ. Araba sürdüðünüzü deðilde þehir hatlarý vapuru kullandýðýnýzý hissedebilirsiniz çoðu zaman. Buna raðmen oyunun içindeki araç tipleri ve üzerlerinde yapabileceðiniz görsel ve performans deðiþiklikleri gerçekten çok zengin olmuþ. Sýrf bu araçlarý kendi zevkinize göre yaptýðýnýz deðiþikliklerle yarýþýrken görmek bile sizi yeterli bir süre idare edecektir. Carbon’dan sonra NFS serisinin geleceði için temenni ettiðim hiç bir geliþmeyi görebilmek bir yana dursun serinin bambaþka bir yöne gitmeye çalýþmasýna tanýk olmak benim için oldukça þaþýrtýcý bir deneyim oldu. Ne diyelim kýsmet bir dahaki sefere.

Demo:
3D Gamers :: Game Listing :: Need for Speed ProStreet Downloads


Kaynak: TRGamer