|
Osmanlý Tarihi Osmanlý Tarihine Iþýk Tutan Olaylar |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
| #1 (permalink) |
Profilden Deðiþtirebilirsiniz Üyelik tarihi: 13-01-2008
Mesajlar: 3.144
Ettiði Teþekkür: 341
Aldýðý Teþekkür: 634
Rep Gücü: 15 Rep Puaný: 10797 Rep Derecesi : | ![]() arkadaslar sonuna kadar okumayý basarýrsanýz osmanlýnýn bu tarihlerde nasýl düþtünü anlarsýnýz Türklerin Avusturyalýlara karþý Kanije'de yaptýðý savunma (1601). 1600 yýlýnda Kanije Kalesi fethedilerek,beylerbeylik hâline getirildi ve idâresi Tiryaki Hasan Paþa'ya verildi. Ertesi sene Avusturya Arþidükü Ferdinand 50.000 kiþilik kuvvet, 42 büyük topla Kanije önüne gelerek kaleyi kuþattý. Orduda, baþta Avusturya ve Almanlar olmak üzere Ýtalya, Ýspanya, Papalýk ile gönüllü Fransýz ve Macar birlikleri bulunmaktaydý. Kaledeyse, sadece 5000 civarýnda mücahid vardý. 9 Eylül günü kaleyi bombalamaya baþlayan müttefikler, günde ortalama 1500 gülle atýyorlardý. Açýlan gedikler, geceleri binbir müþkülatla, mümkün mertebe kapatýlýyordu. Hasan Paþa,Vezir-i azama haber göndererek yardým talep ettiyse de bir netice elde edemedi. Ancak, Paþa bu durumu askere sezdirmedi. Düþman kaleye girebilmek için varýný yoðunu ortaya koyuyordu. Nehir üzerine köprü kurdularsa da, Hasan Paþa, geceleyin bu köprüyü yaktýrdý. Ýkinci köprülerini de çengellerle içeri çektirdiðinden, üzerindekiler nehre atlayýp boðuldular. Hasan Paþa, kale sýnýrlarýna yaklaþan düþmana yalnýz tüfek atýþý yaptýrýyordu. Müttefik kuvvetler, Türklerde top veya cephane olmadýðý hissine kapýlmýþtý. Bu sebeple, kaleye toplu bir hücuma kalktýklarý anda, yüz topa birden ateþ emrini veren Hasan Paþa, düþmana büyük zayiat verdirdi. Aldýðý esirlereyse içi kum dolu, fakat üstü un ve barutla örtülü çuvallarý göstererek, düþmanýn iaþe ve cephaneyi bitirmek ümidini kýrmýþtý. Ancak Belgrad’ýn düþman eline geçmesinden sonra, Arþidük Matyas da kuvvetleriyle gelip Kanije’yi muhasara edenlere katýldý. Ertesi gün ise, taze kuvvetlerle yeniden hücuma geçildi. Hasan Paþanýn baþýný getirene, kýrk köy vaad ediliyordu. Þiddetli ve korkunç hücumlar, Hasan Paþanýn tedbir ve direktifleri sayesinde bertaraf ediliyordu. Müttefik kuvvetler, nihayet, 18 000 ölü vererek hücumdan vazgeçti. Papanýn kardeþi yaralanýp, kahrýndan öldü. Bu kadar kuvvetli düþmanýn, bir avuç mücahide bir þey yapamamasý, askerin maneviyatýný artýrdý. Arþidük, ne pahasýna olursa olsun kaleyi almak niyetindeydi. Bu sebeple, kýþ bastýrdýðý halde, askeri barýndýracak siperler ve yeraltý mevzileri yaptý. Muhtelif hücumlarla kaleyi delik deþik etmesine raðmen burayý alamýyordu. Kalede 4000 kiþi kalmýþtý. Açýkta ve çadýrda kalan düþman askerlerinin morallerinin bozulduðu bir sýrada Hasan Paþa, 3000 kiþilik kuvvetle kaleden dýþarý çýkýp düþmana hücum etti. Ayný zamanda, kaledeki toplara da hep birden ateþ ettirerek düþman ordugâhýný alt-üst etti. Birbirine giren düþman kuvvetleri, her þeyi býrakýp kaçmaya baþladýlar. Düþmandan 45 top, 14 000 tüfek, 50 otað ve 10 000 çadýrýn yanýnda Ferdinand’ýn otaðý, tahtý, altýn ve gümüþ eþyalarý, arabalarý Hasan Paþanýn eline geçti. Bozgundan kaçanlar, Arþidük’ün etrafýnda yeniden toplandýlarsa da, Hasan Paþa, düþmandan ele geçirdiði toplarý bunlarýn üzerine çevirerek periþan etti. Tiryaki Hasan Paþa, düþman karargâhýnýn tamamýnýn temizlendiðini haber alýnca, Arþidük’ün otaðýna doðru gitti. Otaðýn içersinde etrafý altýn ve gümüþ parmaklýklý, baþlarý mücevherli ve direklerinin baþý elmaslý bir taht vardý. Tahtýn iki yanýnda sýrma saçaklý on iki koltuk bulunuyordu. Tahtýn önünde, dört metre uzunluðunda süslü yemek masasý duruyordu. Bunlarý gören Hasan Paþa, "Cenâb-ý Hakk’a þükrâne olarak iki rekat namaz kýldý ve duâ edip aðladý. Bu zaferin Allahü teâlânýn inâyeti ve Peygamber efendimizin mûcizâtý eseri" olduðunu söyleyerek tahta oturdu. Diðer beyler de koltuklara oturdular. Hasan Paþa, bu büyük muzafferiyeti dört temel esasla kazandýklarýný söyledi. Bu esaslar sabýr, sebat, birlikte hareket ve kumandana itaatti. Bu þekilde harekete devam ederlerse Allahü teâlânýn kendilerine daha nice zaferler vereceðini söyleyerek emrindekilere nasihat etti. Üç ay sürmüþ olan Kanije Muhasarasýndan sonra Hasan Paþa, elde ettiði ganimeti, ancak iki ayda kaleye nakledebildi. Muhasara esnasýnda hizmeti görülen beylere ve kumandanlara hediyeler daðýtarak rütbelerini yükseltti. Sultan üçüncü Mehmet Han (1596-1603), Avusturya ve müttefiklerinin bozgunuyla neticelenen bu zafer haberine çok sevindi. Ýstanbul’da þenlikler yapýlmasýný emretti. Tiryâki Hasan Paþaya vezir rütbesi verilip,haslar, murassa kýlýç, muhteþem þekilde donatýlmýþ üç hilâlli sancak ve bir de hatt-ý hümayun gönderdi. Padiþah hatt-ý hümâyununda Hasan Paþayý; “Berhudar olasýn, sana vezâret verdim ve seninle mahsur olan asker kullarým ki, mânen oðullarýmdýr, yüzleri ak ola. Makbûl-i hümâyunum olmuþtur. Cümleyi Hak teâlâ hazretlerine ýsmarladým” diyerek medhü senâ ediyordu. Padiþahýn fermanýný okuyan Hasan Paþa, aðladý. Sebebini soranlara: “Kanije Müdafaasý gibi küçük hizmetlere de vezirlik verilmeye, pâdiþâh mektubu yazýlmaya baþlandý. Bizim gençliðimizde, böyle küçük hizmetlere vezirlik verilmez, Pâdiþâh mektubu yazýlmazdý. Biz ne idik, neye kaldýk diye aðlýyorum” cevabýný verdi.
__________________ Ömür Dediðin Üç Gündür, Dün Geldi Geçti, Yarýn Meçhuldür, O Halde Ömür Dediðin Bir Gündür, O Da Bugündür ... |
| |
| |
|
Bookmarks |
Etiketler |
kanije, zaferi |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |