|
Hikayeler En güzel Hikayeler bu Lobide |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
| #1 (permalink) |
Üyelik tarihi: 09-10-2008
Mesajlar: 58
LobiPuan: 253 Ettiði Teþekkür: 11
Aldýðý Teþekkür: 53
Rep Gücü: 1 Rep Puaný: 62 Rep Derecesi : Online Süresi: 1 Hour 37 Dakika 47 Saniye | ![]() Karla kaplý kaldýrýmda kayýp düþmemek için aðýr aðýr yürürken birkaç gündür diline doladýðý Manga&Göksel Dursun Zaman isimli þarkýyý mýrýldanýyordu.. “Her sabah doðan güneþ bir sabah doðmaz oldu, elleri ellerimden kayýp giden yýldýz oldu..” ve tekrar baþa dönüp “Her sabah doðan güneþ bir sabah doðmaz oldu, elleri ellerimden kayýp giden yýldýz oldu..” ve tekrar baþa, tekrar baþa.. Metro’dan evine kadar olan o mesafede hep ayný bölümü tekrarladý.. Gözyaþlarý öyle güçlü bir þekilde dýþ dünyaya açýlma gayreti içerisinde olsalar da odasýna kadar sabredebildi.. Odasýnýn ýþýðýný yakmadan koltuðuna oturdu ve sessiz hýçkýrýklarla aðladý.. En son 1999 yaz mevsiminde bu kadar yoðun ve güçlüydü yanaðýndan süzülen yaþlar..Bir süre sonra odasýnýn soðukluðuyla kendisine geldi, sigarasýný yaktý, bilgisayarýný açtý ve yazmaya baþladý; “Yýllarca hep O’nu bekledim, mutlaka gelecekti çünkü O’da beni bekliyordu.. Biliyorduk bir gün bir þekilde karþýlaþacaktýk ve ilk karþýlaþtýðýmýzda bulduk diyecektik.. Bu derece emindim ve yýllarca “ acaba O mu? “ diyerek baþka ellerde, baþka gözlerde, baþka dudaklarda onu aradým.. Üniversite yýllarýmdý ve bir sonbahar gününde O geldi.. Muhteþem güzelliðiyle, zekasýyla ve adýna da çok yakýþan göz alýcý ýþýltýsýyla “Güneþ” bir gün geldi.. Öyle derin, öyle sevecen, öyle harikulade bir þekilde geldi ki ve öyle ýþýk saçýyordu ki gözleri, geçmiþimdeki tüm karanlýklarý dahi aydýnlattý.. Artýk sabah doðan akþam batan güneþe ihtiyacým yok diye düþünmeye baþlamýþtým.. Güneþ’im her þeye yetecekti, beni ýsýtacak aydýnlatacaktý.. Birbirimizi tanýmak tanýtmak için hiç uðraþmadýk çünkü dediðim gibi biz birbirimizi bekliyorduk, tanýyorduk.. Ve her þey o kadar güzeldi ki birlikteyken, biraz ayrý kalsak o muhteþem dakikalarý çok özlüyorduk.. Artýk yetmiyordu birkaç saatlik görüþmeler, bunu anlamýþtýk.. Birlikte uyuyup birlikte uyanmak nedir bunu da yaþamýþtýk ama bir-iki günle yetinmemiz artýk olanaksýzdý.. Birlikte yaþlanmalýydýk, buna inanmýþtýk.. Güneþ ve ben.. “Birde oðlumuz olsun adýný Kurtuluþ koyalým” teklifimi öyle tebessümle karþýlamýþ ve o kadar tatlý boynuma sarýlmýþtý ki o an þu birkaç yýl hemen bitsinde mezun olup sonsuzluða imza atalým istedim..” * * * “1999 baharý her þeyi ile muhteþem bir þekilde Güneþ ile birlikte geçti gitti ve sýcaklýðý ile bunaltan yaz mevsimi geldi.. O zamanlarý daha çok Beþiktaþ ve Ortaköy’deki sahildeki çay bahçelerinde deðerlendirdik. Ve asla vazgeçemediðimiz hafta sonu ada turlarýmýz, fayton.. Ýyi hatýrlýyorum çok sýcak bir Pazartesi akþamýydý, Beþiktaþ sahilde küçücük taburelerin olduðu salaþ çay bahçesinde (Þu sýralar Barbaros Hayrettin Paþa iskelesi olarak adý geçen iskelenin yaný) çaylarýmýzý yudumlarken bir anda Güneþ’e bir þeyler olmuþtu. Rengi solmuþ, durgunlaþmýþ, ýþýltýsý yok olmuþtu.. -Neyin var Güneþ? Bir anda durgunlaþtýn seni hiç böyle görmemiþtim? -Ýçime bir sýkýntý saplandý, ilk defa bu denli bir þey oluyor bu yüzden tarif edemiyorum nedenini çözemiyorum.. -Kalkalým mý? Yürüyelim ister misin? -Hayýr, sen burayý çok seviyorsun.. Kalalým ve sadece beni sevdiðini söyle.. -Sen normal deðilsin Güneþ, öyle ise bende normal olmayacaðým.. Ayaða kalktým ve her zaman tamamý dolu olan çay bahçesindeki ve çevresindeki insanlara aldýrmadan baðýrabildiðim kadar baðýrdým “SENÝ SEVÝYORUM..!” Þok olmuþtu. Ellerinden tutup ayaða kaldýrdým ve sýmsýký sarýldýk. Gülenler de oldu alkýþlayanlar da.. Hiç aldýrmadan sarýldýk ve sonra yüzüne baktýðýmda parýl parýl parlýyordu Güneþim, kendine gelmiþti.. Sonra çay bahçesinden ayrýldýk, yolu uzundu, Beþiktaþ’tan Avcýlar’a gidecekti bu yüzden geç olmadan onu evine uðurladým.. Ben de evime gitmek için otobüste bir cam kenarýna oturdum, camda onun o hali beliriyor içim ürperiyordu.. Ne olmuþtu acaba? düþüncesi içinde evime ulaþtým. Odamda masamýn üzerine O’nun yerleþtirdiði ve ikimizin yan yana olduðu resim vardý. Alýp uzun uzun O’na baktým.. O’nun o muhteþem tatlýlýðýna daldým ve bir süre sonra telefonum çaldý; -Ben evime geldim özlediðim. -Ýyisin di mi? -Nasýl iyi olmam ki çay bahçesinde yaptýðýndan sonra. Eve gelene kadar düþündüm ve karar verdim. Sen delisin ve ben bir deliyi seviyorum.. -Deliyim evet aksini hiç iddia etmedim ki. Sonra birkaç hoþ söz ve gülüþmeler eþliðinde telefon görüþmemizi bitirdik. Ýçim rahatlamýþtý ve neþeli þekilde salona geçtim. Neþeli halim televizyona konsantre olmuþ ev arkadaþýmýn da gözünden kaçmamýþ olacak ki sordu; -Hayýrdýr yüzünde güller açmýþ.. -Güller güneþi severler bilirsin. -Ha o mesele, bu arada benim yarýn doðum günüm bilesin. -Nasýl yarýn? -Eee 17 Aðustos iþte.. -Tamam yapacaklarýn belli. Pasta, kola, mum falan al, akþam sen mumlarý üflerken resmini çekerim, sonra doðum günün kutlu olsun derim. Nasýl ama? Salonda bu neþeli sohbet ile saat baya ilerlemiþti. Odama gidip yataðýma uzandýðýmda saat 00:30 civarýydý.Karýþýk düþünceler içerisinde uykuya daldým. Derken gecenin sessizliðini yýrtan telefonumun sesi ile ansýzýn uyandým, arayan O idi; -Bilirsin sana kýyamam, bu saatte asla aramam uyandýrmam seni ama sesini duymak istedim. -Güneþ, bak bana doðruyu söyle neyin var? -Yemin ederim bilmiyorum, tek bildiðim uyuyamadýðým.Ve bir de sesini duymak zorundaydým. -Nasýl zorundaydým? Nedir bu? Ne olur söyle? Neyin var Güneþ? -Bilmiyorum, bilmiyorum, bilmiyorum… -Bak aklýndan tüm kötü düþünceleri at ve uykuya dal, yarýn bu konuyu mutlaka konuþacaðýz.. -Tamam hayatým, seni seviyorum, iyi uykular. -Bende seni seviyorum Güneþim.. iyi uykular. Aklým iyice karýþmýþtý, yarýn ne olduðunu mutlaka öðrenmeliydim. 15-20 dakika tavana bakarak düþüncelere daldým.. Derken ondan bir mesaj geldi.. “Beni hiç býrakmayacaksýn di mi? Hiç bir þey bizi ayýrmayacak di mi?” “O nasýl söz Güneþ’im, sen bir sabah doðmasan zifiri karanlýkta ben yaþayabilir miyim sanýyorsun? Seninleyim ve bizi ancak ölüm ayýrabilir, baþka bir neden asla olamaz..” Mesajý gönderdiðimde O’nun artýk rahatça uyuyabileceðini düþünürken o da neydi??? Çok derinden çok garip bir gürültü. Nedir bu?? Yataktan kalkamýyorum. Olaðandýþý bir sarsýntý.. Nedir bu Allah’ým!! Neler oluyor? Güneþ.. Güneþ.. Deprem..!?!?!?! Nasýl bir þeydir bu, kendimi sokaða atmalýydým.. Yataðýmýn yanýndaki telefonu iradem dýþýnda alarak kapýya doðru yöneldim.. Yürüyemiyordum, her yer sallanýyor durmuyordu.. Apartman boþluðuna ulaþtýðýmda herkeste bir panik, ev arkadaþýmýn gözlerindeki dehþet, baðrýþmalar, çocuklarýn aðlamalarý.. Merdivenlerde korku dolu gözler, anýnda kesilen elektrik, her yer kapkaranlýk.. Uzun süren sarsýntý yeni durmuþtu ve caddeye fýrladýðýmda herkes oradaydý.. Ailem?? Güneþ..?? Güneþ’i aramalýydým, ailem uzaktaydý, orada hissetmemiþlerdir bile diye düþünerek Güneþi aramalýyým dedim.. Güneþ.. Güneþ.. Aç telefonu!! Lanet olsun! Güneþ aç telefonu! Sonra lanet olasý þebeke problemleri.. Güneþe ulaþmalýydým, komþumuz Kemal Abi, arabasýný istediðimde o korku-panik halinde hiç düþünmeden “Al ama anahtar yukarýda kaldý” dedi.. Ýçimdeki o korku öylesine yok olmuþtu ki, direk herkesin uzak durduðu apartman boþluðundan Kemal Abinin dairesine ulaþtým.. Aþaðýya fýrladýðýmda herkesin yüzünde o kapkara korkuyu yeniden gördüm.. Arabaya bindim ve gidebileceðim en kestirme yollardan Avcýlar’a doðru yola çýktým.. Ne kadar sürdü bilmiyorum sonunda Güneþ’in oturduðu evin sokaðýna ulaþtým. Sokaðýn baþýnda bir panik.. Arabadan indim ve kalabalýðý yararak o sokaða girdim. Sokaðýn diðer ucuna yakýn, açýk mavi mozaiklerle kaplý bir binaydý.. Koþtum.. Olamazdý, bina yoktu, vardý ama yoktu..Yedi katlý bu bina yýkýlmýþ beton enkazýna dönmüþtü.. Çýldýrmak üzereydim.. Güneþ diye haykýrýyordum.. Hiçbir yerden O’nun sesi gelmiyordu.. Etraftaki insanlarýn içinde onu aradým.. Yoktu, hayýr o enkazýn altýnda olamazdý.. Güneþim orada olamazdý..! Panik içinde baðýrmaya devam ettim. Enkaz üzerine doðru çýkarak elime geçen tüm taþ parçalarýný, kiremitleri sokaða doðru fýrlatýyordum.. Bir polis memuru yanýma yaklaþarak “Sabaha doðru kurtarma ekipleri gelecek, onlar gelene dek enkazýn üzerinde yapacaðýnýz bilinçsiz hareketler enkaz altýnda yaþama þansý olanlarýn bu þanslarýný azaltabilir..” diyerek koluma girdi ve beni enkazdan 10 metre uzakta bir kaldýrým üzerine oturttu.. Hayýr Güneþ’e bir þey olmuþ olamazdý.. Yaþayacaktý, o muhteþem güzelliði ile karþýma oturup gülümseyecekti bana.. * * * Sabah kurtarma ekipleri geldi, Güneþ’i kurtaracaklardý.. Gücümün sonuna dek kurtarma ekiplerine yardým ettim ama olmuyordu.. Yedi katlý binanýn ikinci katýnda yaþýyordu Güneþ ve bina olduðu yere çökmüþtü.. Kurtarma ekibi olaðanca hýzýyla çalýþýyordu. Saatler ilerledikçe herkes umudunu yavaþ yavaþ yitiriyordu. Ben ise O’nun beni asla býrakmayacaðýný biliyordum. Ellerim beton kütlelerini kaldýrmaya çalýþmaktan parçalanmýþtý ama yorgunluk hiç hissetmiyordum.. Sesimin kýsýlmýþ olmasýna raðmen tüm gücümle baðýrmaya çabalýyordum.. Ve bu çabalar içerisinde çok uzun saatler geçti.. Tehlikeli saatler gelmiþti ve artýk herkes bu saatten sonra yaþamasý mucize olacaktýr þeklinde mýrýldanýyordu.. Ve yaklaþýk 40 saat sonra bir hareketlenme oldu enkaz çevresinde. Kurtarma ekipleri elleriyle birbirlerine iþaretler yapýyorlar, ben ise ne olduðunu anlamaya çalýþýyordum.. Hemen enkazýn üzerine gittim.. Oradaydý..! Güneþim oradaydý..! Sadece saçý ve biraz da sýrtý görünüyordu ve üzerinde geçmiþte benim olan ve bundan bir ay önce o istediði için ona hediye ettiðim t-shirtüm vardý. Hiç sesi çýkmýyordu, kimseye yanýt vermiyordu. O sýra birkaç makine ile onu çýkartmak için betonlarý kaldýrdýlar, beton demirlerini kestiler.. Bu iþ 1-2 saat sürdü ve sonunda ekipten birkaç kiþi sakince O’nu yukarý doðru çekip bir sedyeye yatýrdýlar. Güneþim diye haykýrarak eðildim O’na doðru. Gözleri kapalýydý, hiçbir yaþam belirtisi göstermiyordu ama hala o ilk gördüðüm günkü parýltýsýný saçýyordu, hiçbir yara izi yoktu.. Ekipten doktor olduðunu söyleyen adam O’na doðru eðildi.. Ve kýsa bir süre sonra adamýn yüzü bir anda beton griliðine büründü.. Hayýr kötü bir þey söylememeliydi.. Hayýr Güneþ’im ölmüþ olamazdý.. Adam titreyen sesi ile bir elini omzuma koyarak “O’nu kurtaramadýk evladým..” dediðinde Güneþ’e doðru eðilip sýmsýký sarýldým bir eli kolyesine kenetlenmiþ cansýz bedenine.. Sonrasýný ise hatýrlamýyor belki de hatýrlamak istemiyordum..” * * * Geçen 6,5 senenin birikimini ilk defa yazýya döküyordu adam ve gözyaþlarýnýn ýslattýðý yanaðý parlýyordu florasan ýþýðýnda.. Þarkýnýn þu sözleri ise her þeyi ile O’nu yaþatýyordu odasýnýn her tarafýnda.. “Her sabah doðan güneþ bir sabah doðmaz oldu..Elleri ellerimden kayýp giden yýldýz oldu..” “Giderken býraktýðýn bütün renkler siyah oldu..” Ve yeniden O’nu son gordüðü aný hatýrlýyordu ; Güneþ’in cansýz bedenine sarýldýðýnda, Güneþ’in bir eli kolyesine kenetlenmiþ, diðer eli ise sýmsýký cep telefonunu sarmýþtý.. Cep telefonunu Güneþ’in avucundan çekip aldýðýnda telefonun ekranýndaki, Güneþ’in o felaket gecesinde sevdiðine cevap olarak yazdýðý ama belli ki göndermeye fýrsat bulamadýðý “Bizi ölüm bile ayýrmasýn..” cümlesine cevap verircesine “Güneþ’im, bizi ancak ölüm ayýrýr demiþtim.. Yanýlmýþým Güneþ’im..! Yanýlmýþým..! Hala bendesin Güneþ’im..” diye baðýrarak hýçkýrýklarla aðlýyordu.. 17 Aðustos 1999 Saat 03:02’deki büyük depremde doða, bir bedeni diðer bedene iþte bu þekilde taþýyordu..
__________________ Sol yanim aciyor anne ![]() |
| |
| |
|
Bookmarks |
Etiketler |
aðustos, Çok, depreminde, etkileyici, hikaye, nolursun, Ölme, tavsiye, yaþanmýþ |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|
| ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | son Mesaj |
tavsiye kitap | enes | Karavana | 0 | 30-09-2008 20:37 |
Çok Þeker bir kýz (Nazar Deðmesin) | Cold Fusion | Resimler | 2 | 21-05-2008 18:39 |
Çinde Yaþanmýþ Gerçek Bir Olay.. | fetvacý seremet | Ýlginç Yazý | 3 | 06-05-2008 23:45 |
En etkileyici Gülüþ | Cold Fusion | Komik Resim | 6 | 24-04-2008 18:37 |
BIR ASK HIKAYESI :)) ne hikaye ama!!!!!!!!!!!!! | yesilx | Genel Yazý | 8 | 29-02-2008 21:29 |