fetvacý seremet

Yahudi tüccar bizim Kayserili esnafa fahiþ fiyatta vadeli mal satmýþ. Dürüstlüðü tescilli esnafýmýza alacaðýný tahsilden emin Yahudi ’ne zaman ödersin?’demiþ. Bizimki kýþ ortasýnda iþlerin kesat gideceðini, baharda tohum ekimi, yazýn harman kaldýrmayý hesaplayarak, uzun uzun düþündükten sonra ’Erciyes’in karý eridiðinde’cevabýný vermiþ. Ama içinde de bir liralýk malý beþe satan Yahudi’den de intikam alma duygusu varmýþ elbet.

Gel zaman git zaman derken ýrmaðýn sularý azalýp ekinler biçilip de bunaltýcý sýcaklar çökünce ellerini ovuþturarak sabahýn köründe kapýyý çalan Yahudi, sattýðý malýn parasýný almaya gelmiþ. Kayserili esnaf kendinden emin, ’Sözüm söz Miþan ama Erciyes’in karý daha erimedi ki’diye baþýndan duman eksik olmayan zirveyi iþaret etmiþ. Daðýn eteklerini görebilen Miþan ’Olur mu, sýcaktan kavruluyoruz, þimdi kar mý kalýr’diye itiraz etmeye kalkýþmýþ.

Everekli (Develi) Adil Usta, çarþýdan bir Ermeni ile Rum esnafýný da yanýna alarak ’Haydi Bakalým’deyip Miþan ile beraber Tekir Yaylasý’nýn yolunu tutmuþlar. Þehirden zirvesi bulutlar ve sis yüzünden görünmeyen Erciyes, Tekir Yaylasý’na (2150 m. yükseklikte) çýktýklarýnda, lamba gibi ýþýl ýþýl ortaya çýkmýþ. Tabii ki karlar parýldýyor, Everekli Adil Usta gevrek gevrek gülüyormuþ. Miþan þahitlerin huzurunda ’Haklýymýþsýn be kuzum’dese de içi kan aðlamýþ.

Türkiye’de güz (sonbahar) gelmeden bile mevsimin ilk karýnýn Erciyes’e düþtüðü bilinir. Aðustos sonunda Erciyes’in zirvesinde kar erimeden üzerine yeni kar yaðdýðýný bilenler, uyanýk geçinen Miþan ile baþlamýþlar dalga geçmeye. Umudunu yitirmeyen Yahudi fiyatý birinci yýl dörde indirmiþ, ama Adil Usta, ’Yoo! Sözüm söz kar eriyince paraný beþ olarak öderim’demiþ. Ýkinci yýl üçe, üçüncü de ikiye inse de Adil Usta Nuh diyor peygamber demiyormuþ. Tefeciliði ile nam salan Miþan sonunda, ’Ben ettim sen etme, bari maliyet fiyatý biri ver’deyince, Adil Usta, ’Köftehor imana mý geldin!’diye kýzarak, malýn gerçek fiyatýný ödeyip, esnafýn baþýna bela olan tefeciye dersini vermiþ...

enes

nede olsa türk

__________________
I have lived and I died for you